Mail aboneliği ile güncel etkinliklerden haberdar olabilirsiniz.
Sophia …
Son günlerde tüm dünyada kendinden söz ettiren, kimilerini ürküten, kimilerine umut veren, insan yapımı müthiş robot!
Suudi Arabistan’ın vatandaşlık verdiği, Birleşmiş Milletlerin konuşmacı olarak davet ettiği ve herkesin hayretler içerisinde sorular yönelttiği popüler konuşmacı. Sophia, bir yapay zekâ, ama şu ana kadar üretilen yapay zekaların en başarılısı, birçok duyguya dair bilgisi var ve mimikleri anlayıp, karşılık olarak mimik kullanabiliyor. Yani sadece bilgiye değil, sosyal zekaya da sahip. Yapay zeka olarak her gün yeni kişilerle tanışıyor, kendini yeniden programlıyor ve durmaksızın öğreniyor.
Sophia, henüz bilince sahip değil ama birkaç yıla kadar Sophia’nın tamamen uyanabileceğini söylüyorlar. Yine Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılın başında yayınladığı rapora göre, 2020 yılında yapay zekâ, 7 milyon kişiyi işinden edecekken, yalnızca 2 milyon istihdam yaratacak ve kendisine kalkınmakta olan ülkelerde %85 oranında işgücü sağlayacak. Sağlık, turizm, inşaat gibi sektörlerin yanı sıra Sophia’yı öğretmen olarak göreceğiz. Bu robot kendisini, özellikle otizmli çocuklar için sabrı hiç tükenmeyen eğitmen olarak tanımlanıyor.
Teknoloji aleminde bu gelişmeler yaşanırken, Birleşmiş Milletler (BM) tüm dünyaya bir SOS yolladı ‘’Global Öğrenme Krizi’’. BM, 2018 Dünya Kalkınma Raporuna göre, okullardaki 10 öğrenciden altısı en basit konuları öğrenemiyor. Dünya üzerinde 600 milyondan fazla çocuk basit okuma – yazma ve matematik becerilerinden yoksun. Bununla birlikte 260 milyon çocuk savaş, dışlanma, engellilik, yoksulluk, sağlık gibi nedenlerden dolayı eğitim alamıyor. Kenya, Tanzanya, Uganda, Nikaragua gibi ülkelerde çocuklar okul sonrası basit toplama ve çıkarma işlemlerini yapamıyorlar. Unesco direktörü Silvia Montoya ‘’Bu öğrenciler saklı veya hükümetler ya da toplumları tarafından izole edilmiş değil, onlar sınıflarda sıralarda oturan öğrenciler’’ diyor.
Tüm bu göstergeler ‘’Öğretmeyen Okullar’’ ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Rapora göre öğrenmenin olmadığı okullar, sadece çöpe giden kaynaklar değil aynı zamanda sosyal adaletsizlik. Az ve orta düzey gelir seviyesindeki ülkelerde öğretmeyen okullardan mezun olan gençler, düşük gelirli ve risk içeren işlerde çalışabiliyor, yani makus yoksullukları hayat boyu devam ediyor.
Rapora göre liderler ‘’herkes için eğitim’’ politikasını ulusal öncelik haline getirebilirlerse, eğitim standartlarını da artırabiliyorlar. Mesela 1950’lerde eğitim seviyesi çok düşük olan Güney Kore, 1995 yılında orta eğitim standartlarını belirlemek için yapılan uluslararası ölçümlerde ve okullaştırma oranlarında en yüksek seviyelere ulaştı. Yine 2012 yılında Vietnam’da okuyan lise öğrencilerinin PISA testi sonuçları Almanya’daki sonuçlarla aynı seviyede. Hatırlatmak gerekir ki, Vietnam, Almanya’dan çok daha fakir bir ülke. Aynı şekilde 2009 – 2015 yılları arasında Peru’da öğrenme çıktıları fark edilir şekilde ilerlemiş.
Ve gelelim Türkiye’ye… Hala okullaştıramadığımız ortalama 2 milyon çocuk var. Bununla birlikte savaş mağduru olan Suriyeli çocuklar, sokakta yaşayan çocuklar, çalışan çocuklar ve yoksullukla mücadele etmekten okula gidemeyen çocuklar var. Ama tüm bunların yanında okula gitmesine rağmen öğrenemeyen, PISA gibi onlarca testten sınıfta kalan, hayatta, başta yoksulluk ve sağlık olmak üzere birçok sorunla mücadele edecek olan çocuklar var. Peki sizce basit işlemleri yapamayan, okuma – yazmayı öğrenememiş bu geleceğin karşısında Sophia’nın misyonu ne olacak?
Biz Öğrenme Tasarımları olarak ‘‘Öğrenmek Eğlencelidir’’ diyoruz. Çocuk, genç, yetişkin, herkesin oynama ve keyifle öğrenme hakkı olduğunu savunuyoruz. Savunduğumuz değerleri, öğrenmeyi kolay ve keyifli hale getiren oyunlar ve yenilikçi öğrenme programları tasarlayarak ortaya koyuyoruz.
Yorum Yap