• 0537 361 05 96

  • Galata Kuledibi Beyoğlu / İstanbul

Bazen liderler, başkalarını dahil etmeden otokratik kararlar ile; kötü kararlar verebilir ve ekibin moraline zarar verebilir. Bazen de hiç gereği yokken herkesi karar alma sürecine dahil ederek ekibin zamanını boşa harcayabilir.

Peki, ekibinizi kararlara ne zaman ve ne kadar dahil edeceğinizi nasıl bileceksiniz?

Bazen cevap oldukça açıktır.
Ofisiniz için kalem sipariş etmeye karar vermek için bir ekip toplantısı yapmanıza gerek yoktur. Öte yandan, astlarınızdan birinin ofis gereçlerinin alımına karar verme yetkisi varsa, bu kararı sizin devralmanız hoş karşılanmayabilir.

Dört Karar Verme Şekli:
Nasıl karar vereceğiniz ve başkalarını ne zaman dahil edeceğiniz konusunda dört seçeneğiniz vardır.

1. Otokratik (Bağımsız): Ekibinizden herhangi bir tavsiye almadan kararı kendiniz verirsiniz.

2. Danışmacı: Bireysel veya grup olarak takım üyelerinden bilgi toplar ve onların fikirlerini alırsınız; fakat nihai kararı siz verirsiniz.

3. Ekip: Mevcut durumu tartışmak ve birlikte karar vermek için ekibi bir araya getirirsiniz. Herkesin kararı desteklemeyi kabul ettiği bir yerde fikir birliğine varmalarını kolaylaştırırsınız. Ekibin bir üyesi olarak, kararı desteklemeye de istekli olmalısınız.

4. Yetkilendirme: Siz karar alma sürecinin bir parçası değilsinizdir. Karar hakkında bilgilendirilmeyi isteyebilirsiniz (veya istemezsiniz), ancak kararı değiştirmeyeceksiniz.

Karar Alma Şekillerinden Hangisinin Kullanılacağını Ekiple Paylaşın

Net bir karar verme sürecini ana hatlarıyla belirtin, CRISP Karar Verme gibi ve hangi karar verme şeklinin kullanılacağı konusunda ekibinize karşı net olun. İnsanlar bir karara dahil olacaklarsa, ki onlara danışılacak mı veya gerçek bir oy verme hakları olacak mı bilsinler, karar verme stillerinden hangisini kullanacağınızı bildiklerinden emin olun.

Kişilere fikirleri sorulduğunda, genellikle bir oyları olduğunu varsayarlar ve daha sonra durumun böyle olmadığını keşfederlerse yanıltılmış hissedebilirler.

Kişiler karar verme sürecindeki rollerinin ne olduğunu önceden bildiklerinde, istedikleri gibi gitmeyen bir karara içerleme veya kararı baltalama olasılıkları daha düşüktür.

Karar alma şeklinizi değiştirebilirsiniz. Örneğin, bir ekip kararı almak isteyebilirsiniz, ancak fikir birliğine varmak için çok fazla çatışma olduğunu keşfedebilirsiniz. Eğer karar verme şeklinizi değiştirirseniz, ekibinizi bilgilendirmeniz önemlidir.

Karar Alma Şekillerinden Hangisini Kullanacağınızı Belirlemek İçin Dört Soru

1. Karar kime ait?
Bu kararı vermekten kim sorumlu? Astlarınızdan veya farklı takımlardan birinin bu kararı verme yetkisi var mı? Eğer karar size ait değilse: Yetkilendirme şeklini kullanın.

Eğer bu karardan sorumlu kişinin veya ekibin sizin katkınız olmadan kaliteli bir karar veremeyeceğini düşünüyorsanız, bunu onlarla tartışarak en uygun karar alma şeklini belirleyin. Eğer bir karar verilmesi gerekiyor ve sizin takımın diğer üyeleriyle iletişim kurmaya zamanınız veya imkanınız yoksa; kararı verdikten sonra hızlıca takımınızla iletişime geçerek durumu bildirmelisiniz. Ayrıca, verdiğiniz yetkiyi geri almaktan kaçının. Bunu tekrar tekrar yaptığınız durumlarda mikro-yönetici olarak görüneceksiniz ve bu da güvensiz bir ortam yaratacaktır.

2.  Gerekli bilgiye erişiminiz mevcut mu?
Akıllıca bir karar vermek için bilmeniz gereken her şeye sahip misiniz?  Gerekli uzmanlığa sahip misiniz?

Eğer öyleyse ve yeterli bilgi ve ekibin hazırbulunuşluğu yoksa, otokratik şekli kullanın. Ofisinizde bir resmi nereye asacağınıza karar vermek için ekibinizi bir araya getirmenizin bir gereği yoktur. Ancak, asıl tehlike bazen ne bilmediğimizi bilmememizdir. Eğer çok mühim bir karar veriyorsanız; kararınızın kalitesini etkileyecek önemli bilgileri kaçırmadığınızdan emin olmak için Danışmacı şekli kullanmanızda fayda vardır. (4. soruya göz atın)

3. Başarılı bir uygulama için gereken kabulün kapsamı nedir?
Eğer başarılı bir uygulama diğerlerinin kavrayışına ve kabulüne bağlıysa; en iyisi bildiğinizi düşünseniz bile diğerlerini hızlıca karar alma sürecine dahil etmeniz ve Ekip şeklini kullanmanız sizin faydanıza olacaktır.

Aksi takdirde, zamandan tasarruf edebilirsiniz, fakat uygulama sürecinde bunun bedelini ödersiniz. Diğerleri ne kadar bu karardan etkileniyorsa, o kadar sürece dahil edilmelidir.

Herkesin egolarını ve ihtiyaçlarını bir tarafa bıraktığı ve sadece göreve odaklandığı iyi bir fikir birliği süreci, daha kaliteli bir kararla sonuçlanacaktır. Sürecin bir sonucu olarak, ekip üyeleri sorunlar hakkında daha derin bir anlayış geliştirecek ve karara büyük bağlılık göstererek daha sorunsuz ve daha hızlı uygulama sağlayacaktır.

4. Kararın ekibin görevini gerçekleştirme üzerindeki etkisi ne kadar büyük?
Kararın etkisinin karmaşıklığı ve boyutu nedir? Karmaşıklık arttıkça, kaliteli bir karar vermek için gereken her şeyi bilme olasılığınız azalır.

İşte o zaman, Danışmacı şekli kullanın. Kararın etki boyutu arttıkça, başkalarının kabulüne ihtiyaç duyulma olasılığı artar. Bu noktada geniş ve derin önerilere ulaşmanızı sağlayan yüksek katılım şekillerini kullanın. (Mümkünse Ekip şekli, değilse Danışmacı şekli)

Ya Karar Beklemezse?
Eğer katılım için zamanınız yoksa ne yapacaksınız?  Bunun dikkate alınması gerekmez mi? Aslında, bina yanıyorsa ve kapının altından duman çıkıyorsa, seçenekleri tartışmak için bir toplantı çağrısı yapmak mantıklı değildir. Ancak çoğu durum göründüğü kadar acil değildir.

Hepimizin acele içerisinde verilip sonrasında pişman olunan kararları olmuştur. Aynı şey ekibimizin de başına gelebilir. Teslim tarihinin yaklaştığı bir durumda kötü kararlar verilebileceğinin farkında olmanız önemlidir, bu durumda yetersiz bir uygulamanın ve işi en baştan alma ihtiyacının uzun vadeli olumsuz etkilerine karşı hızlı bir kararın kısa vadeli faydaları üzerine düşünmelisiniz.

Fotoğraf kredisi: Jesse Lyn Stoner | Dört Karar Verme Şekli ve Bunların Ne Zaman Kullanılacağı

Kaynak: https://seapointcenter.com/decision-making-styles-and-when-to-use-them/
Çeviriyi Yapan Öğrenme Tasarımları Gönüllüleri: Batur Kılıç ve Merve Şen